Türkiye'nin Hızla Büyüyen Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye'nin Hızla Büyüyen Paylaşım Platformu

Türkiye'nin Forumu !
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

Türk Pop Müziği Tarihi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
RapStyLe
[16]Daimi Üye
[16]Daimi Üye
RapStyLe

Kadın
Yaş : 32 Kayıt tarihi : 05/08/08 Mesaj Sayısı : 32 Nerden : Burdan ? İş/Hobiler : Lakap : Yaqubun SevqiLisi :D

MesajKonu: Türk Pop Müziği Tarihi   Türk Pop Müziği Tarihi Icon_minitimeÇarş. Ağus. 06, 2008 1:10 pm

Batı
müziğinin Türkiye'deki tarihi, 1826'ya dek uzanır. II. Mahmut, Yeniçeri
ocağını "Osmanlı'yı temsil etmekten uzak" olduğu gerekçesiyle kaldırır,
daha 'batılı' bir ordunun kurulmasını sağlar. Mehter müziğinin,
giysilerinden yürüyüş düzenine kadar her şeyi değişen yeni orduya
uymaması üzerine arayışlara girilir, Mehtehane kapatılarak yerine
Muzika-yı Hümayun kurulur, bu yeni oluşuma uygun marşlar yazdırılmasına
karar verilir. Bunun için Avrupa'dan getirilen bir müzisyen, Manguel,
başarılı olamayınca 1828'de ünlü opera bestecisi Gaetano Donizetti'nin
ağabeyi Guiseppe Donizetti İstanbul'a davet edilir. Sanatçı, gelir
gelmez 'paşa' ünvanıyla onurlandırılır ve geniş yetkilerle göreve
başlar: Bando için marşlar besteler ve yeni besteciler yetiştirir.

Kantolar, ilk popüler batı müziği ürünleri kabul edilir. Sarayda icra
edilen geleneksel 'ağır' musikiye halkça bir tepki sonucu ortaya çıkan
bu tür, 1870 sonrasında, tuluat tiyatrolarında perde ve oyun
aralarırıda söylenen şarkılar olarak ortaya çıkar ve işgal yıllarına
dek hızla yayılır.
Yerli operetlerin bestelenmeye başlaması batı müziğinin evrimi ve
yayılması açısından önemli dönüm noktalarından birisidir. İlk yerli
operet Dikran Çuhaevyan tarafından bestelenen "Leblebici Horhor
Ağa"dır. Ocak 1876'da temsil edilen operet büyük ilgi toplayınca arkası
gelir. Kantolar, operet şarkılarına çevrilir. Batı müziği, popüler
anlamda yeni bir tür kazanır. Daha batılı ve giderek daha çoksesli.

1900'lerin ilk yıllarında batı müziğinin seyri değişmeye başlar. Bu
yıllar Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarıdır. Savaş ve işgal, sosyal
yaşamda etkisini göstermiş, bir durağanlığa yol açmıştır. Halk,
eğlenceyi daha az düşünür olmuştur... Bu yıllarda salon eğlenceleri
devreye girer. 1905-1914 yılları arasında en popüler salon dansları
mazurka, kadril ve polka'dır. 1908 yılından itibaren yeni bir tür olan
tango hızlı bir gelişme gösterir. Arjantin'de doğan, Avrupa yoluyla
İstanbul'a ulaşan, gelirken Endülüs ve İtalyan folklöründen
yararlanarak yeni bir şekil alan tango, bulunduğu ülkenin yerel
müziğinden alabildiğine yararlanmayı bilmiş bir türdür. Türkiye'de de
kolayca ulusallaştırılmış, birbiri ardına tango yorumlayan ve
besteleyen sanatçılar ortaya çıkmıştır.

1935-37 yılları arasında yurt dışında eğitim gören Orhan Avşar ve
1938'de Türkiye'ye gelen Macar asıllı Darvaş, bu türün ilk 'yerli'
öncüleridir. Aynı dönemde Fehmi Ege tarafından kurulan orkestra
Arjantin çıkışlı tangoyu Türkiye'ye uyarlar. Fehmi Ege, Necip Celal
Andel ve Necdet Koyutürk ile birlikte Türkiye'deki iIk tango
bestecilerindendir. Tango gitgide özgünleşerek özellikle '60'larda
devlet radyolarının da desteğiyle altın yıllarını yaşar.

1920'li yıllarda caz girer Türkiye'ye: Ermeni asıllı Leon Avigdor,
Avrupa'da duyduğu bu müziğe hayran olur ve Türkiye'de de icra etmeye
başlar; 1933 yılına dek kurduğu değişik topluluklarla İstanbul'da
duyurur cazı. Birçok müzisyeni yetiştirir ve önünü açar. Aynı yıllarda
kurulan Arto Haçadurian Orkestrası, bu dönemde kurulmuş ilk önemli
topluluklardandır. İsmet Sırat Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli caz
müzisyenidir. Sevinç Tevs ve Ayten Alpman yorumlarıyla sivrilirken
Cüneyt Sermet, İlhan Mimaroğlu, Süheyl Denizci, Selçuk Sun, Erol Pekcan
gibi sanatçılar başarılı çalışmalara imza atar. İlerleyen dönemde Neşet
Ruacan'dan Önder Focan'a, Kerem Görsev'den İmer Demirer'e uzanan
başarılı müzisyenler yetişir.

1950'ler. Türkiye'de cazın dışındaki batı müziği türlerinin iyice
tanındığı ve yerleştiği yıllardır. Bu gelişim yıllarında, ilk popüler
yıldız ortaya çıkar: Beyaz smokin ceketi, papyonu ve hiç değişmeyen
arkaya doğru taranmrş saçları ile sahneye çıktığında yeri göğü inleten
bu yıldız Celal İnce'dir. Adana'da doğan, önce Muallim Musiki
Mektebi'ne, ardından konservatuara giden ve bir süre müzik öğretmenliği
yapan bu genç, tango yorumlarıyla atıldığı müzik hayatını kendi
besteleri ve uyarlamalarıyla sürdürmüş, sadece sahnelerin değil,
plakların da aranan yıldızı olmuştur. Onun sesinden tüm Türkiye'ye
yayılan "Kovboy Şarkısı", bir dönemin en sevilen şarkılarından birisi
haline galmiş, böylelikle tango dışında bir türün de Türkiye'de
tutulabileceğini göstermiştir.
Celal ince'nin popüler olduğu yıllarda birbiri ardına kurulan
orkestralar, mambo'dan ça-ça'ya birçok türde ürünler verir. Bu
ortkestraların çalışma alanları, art arda açılan gece kulüpleridir.
Niyazi Erden, İlham Gencer, İbrahim Solmaz, Kanat Gür, Üstün
Poyrazoğlu, Çetin İnöntepe, Şevket Yücesaz, Süheyl Denizci, İlhan
Feyman, Müfit Kiper o dönemde kendi adıyla orkestra kuran
müzisyenlerden bazılarıdır.

1955'te İstanbul'da Deniz Harp Okulu öğrencilerince bir rock'n'roll
orkestrası kurulur. Bu, yeni bir dönemin başlangıcıdır. Türkiye'de
belki de ilk defa yeni bir batı müziği türü batıyla aynı zamanda icra
edilir. Dünya Bill Haley and The Comets'in 'Rock Around the Clock'uyla
sallanıp yuvarlanırken Türkiye, Deniz Harp Okulu Orkestrasıyla birlikte
bu müzikle tanışır. Durul Gence ve Erkan Gürsal tarafından kurulan
Deniz Harp Okulu Orkestrası, önce okul içinde, sonraları da Soner
Soyata ve Arkadaşları uydurma adıyla İstanbul okullarında konserler
verir ve tanınırlar. Erkut Taçkın, Yalçın Ateş gibi isimleri de içinde
barındıran orkestra, elemanlarının okulu bitirmesiyle dağılır. 1958
yılında İstanbul'da önemli bir grup kurulur: İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi bünyesinde müzik yapan Şanar Yurdatapan'lı Kuyrukluyıldızlar.
Sweaters, Sekstet SSS, Jüpiterler gibi topluluklar bu dönemde Ankara'da
kurulan gruplardır. Bu arada genç bir sanatçı Tanju Okan da 1961'de
Ankara'da profesyonel müzik yaşamına atılır.

Türkiye'nin ilk 'kült' müzisyeni sayılabiıecek Erol Büyükburç, bu
tarihlerde ortaya çıkar. Önceleri rock'n'roll şarkıları söyleyen ve bu
tarzda besteler yapan Büyükburç, sonraları memleket müziklerine merak
salar. '50'lerin sonunda kimi klasik şarkıları, batı anlayışına göre
düzenler ve bunları sahnede söylemeye başlar. Erol Büyükburç'un
repertuarı oldukça geniştir: üzerine Türkçe söz yazılmış yabancı
bestelerden caz standartlarına, türkü düzenlemelerine uzanan bir
repertuara kendi bestelerini de ekler zamanla. 1981'de bestelediği ve
bir taş plakta dinleyiciye ulaştırdığı "Little Lucy" büyük başarı
kazanır. Bunu "Ağlarım", "Altın Tasta Üzüm Var", "Kırık Kalp" gibi
Türkçe sözlü besteler izler. '70'lerin ilk yarısında Erol Büyükburç bir
efsanedir. Birbiri ardına çevirdiği filmler ve bu filmlerin şarkıları
dillerdedir. °Bir Başka Sevgiliyi Sevemem.. Sevemem.." gibi. Büyükburç,
Konserlerde de fırtına gibi eser. İlk büyük Anadolu turnesini
gerçekleştiren pop yıldızının ve sahnelere kıyafetlerden kareografiye
değin bir dizi yenilik getirmiştir.

"Little Lucy" ile başlayan plak piyasasındaki canlanma, 45'liklerin
ortaya çıkışıyla daha da artar. Taş plaklar giderek yerlerini daha
kullanışlı olan ve kolay üretilen 45'liklere bırakır. Türkiye'de ilk
batı müziği 45'liğini, 1962'de, o dönemde Galatasaray Lisesi'nde
öğrenci olan Barış Manço ve topluluğu Harmoniler yapar. Süheyl Denizci
Orkestrası, İlham Gencer ve Kuarteti, Faruk Akel Show Orkestrası, Kadri
Ünalan Orkestrası, Şevket Uğurluer ve Arkadaşları o dönemin plak
doldumuş ve 'iş yapmış' orkestralarıdır.

Haziran 1962'de Doruk Onatkut Orkestrası'na katılan Şanar Yurdatapan,
Onatkut ile birlikte önemli bir çalışmaya imza atar: ça ça ritminde
düzenlediği "Kara Tren" türküsü büyük sükse yapar. Bu, Türkiye'de batı
tarzında yapılmış ilk türkü düzenlemesidir. Yurdatapan'ın, Ankara'da,
halasının oğlu Alpay ile kurduğu 'Arkadaşlar' da dönemin en üretken
gruplarındandır. Alpay, daha sonra 'Arkadaşlar'dan ayrılır, kendi adına
plaklar yapar. Bu, Alpay adının Ankara dışında da duyulmasını sağlar.

Askerliğini Kore'de yapan Metin Ersoy, aynı yıllarda, orada duyduğu
yeni bir türü Türkiye'ye taşır: Kalipso. 1961'de Türkiye'ye döndükten
sonra İlham Gencer Orkestrası'na giren ve ilk taş plağını da aynı yıl
yapan Ersoy, daha sonra bu türde 'eser'ler üretir ve kendisini 'Kalipso
Krafı' ilan eder. Bir ara İsmet Sıral Orkestrası'nda da görünür ve
yurtdışında 'repertuarı geliştirmek amacıyla' uzun süre çalışır.

60'ların başında bir yandan yerli beste ve düzenlemeler üretilirken bir
yandan da meşhur yabancı şarkılara Türkçe sözler yazılır ve bu şarkılar
'aslı gibi' çalınarak söylenir. O dönemde üretilmiş şarkılardan en
önemlisi, İstanbul Radyosu diskjokeylerinden Fecri Ebciğlu'nun "C'est
Ecru Dans Le Ciel" adlı şarkıya Türkçe sözler yazarak oluşturduğu "Bak
Bir Varmış Bir Yokmuş"tur. İlham Gencer Orkestrası tarafından
seslendirilen bu şarkı, daha sonra 'aranjman' adını alacak bu türün ilk
'hit'idir. Yabancı şarkılara Türkçe söz yazarak şarkı 'üretenlerin'
başını Fecri Ebcioğlu çeker. Bu şarkılar, o dönemde Türkiye'ye gelmiş
yabancı şarkıcılar tarafından da seslendirilir. Ebcioğlu'nun sözlerini
yazdığı "Her Yerde Kar Var", bir diğer 'ilk' şarkıdır. Adamo'nun, kendi
bestesi "Tombe la Nuege" üzerine yazılmış sözleri seslendirdiği plak
çok satar. Bunun üzerine, aynı yıllarda ortaya çrkan Sezen Cumhur Önal,
yabancı şarkıcı ve topluluklara yazdığı Türkçe sözlerle sivrilir:
Peppino Di Capri, Juanito, Sacha Distel, Marc Aryan, Patricia Carti bu
dönemde Türkçe şarkılar söyleyen yabancılardan birkaçıdır. Ajda Pekkan,
bu yılların en büyük yıldızıdır. Ay-feri, Gönül Turgut, Zaliha, Zümrüt,
Kamuran Akkor '60'ların ikinci yarısından itibaren yorumladıkları
şarkılarla adlarından söz ettirirler.

Erol Büyükburç plaklarının peynir ekmek gibi satıldığı dönemde Tülay
German, Türkiye'de yeni bir tarzın yıldızı olarak parlar. 1964'te
Yugoslavya'da düzenlenen Balkan Melodileri Festivali'nde Erol Büyükburç
ve Tanju Okan ile birlikte 'milli' orkestranın solistliğini üstlenen
German, bu festivalde seslendirdiği "Burçak Tarlası" ile büyük sükse
yapar. Festival sonrasında piyasaya çıkan ilk Tülay German 45'liği
"Burçak Tarlası / Mecnunum Leylamı Gördüm" çok satar. Bu 45'lik, yıllar
sonra Anadolu-pop adını alacak türün ilk 'hit'idir.

"Burçak Tarlası"nın ilgi görmesinin ardından aynı tarzda yapılmış çok
sayıda plak yayınlanır. "Yerli melodileri batı sazlarıyla yeniden
yorumlama" olarak da tanımlanabilecek olan Anadolu-pop bu tarihlerde
hız kazanır. Tülay German'ın Türkiye macerası ise kısa sürer, 30 Mart
1966'da Erdem Buri ile Paris'e giden sanatçı, müzik çalışmalarını
Philips adına Fransa'da yaptığı plaklar ve konserlerle sürdürür. Orada
da tanınır. 1980 yılında çıkan Zülfü Livaneli'nin "Günlerimiz" adlı
plağına konuk sanatçı olarak katılan German, o tarihe kadar Türkiye'de
plak yayınlamaz.
Galatasaray Lisesi yıilarında müziğe başlayan Barış Manço bu yıllarda
Kaygısızlar'la birleşir. Kaygısızlar, 1966'da Fuat Güner ve Mazhar
Alanson tarafından kurulur. Banş Manço ile yaptığı çalışmalar haricinde
kendi adlarına da plaklar dolduran Kaygısızlar, dönemin önemli
gruplarından birisidir.
Kullanıcı İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://Rapizm.Net
Zafer_yalcin50
[16]Daimi Üye
[16]Daimi Üye
Zafer_yalcin50

Erkek
Yaş : 27 Kayıt tarihi : 21/08/08 Mesaj Sayısı : 367 Nerden : Yozgat/Akdağmadeni İş/Hobiler : Oğrenci Lakap : Dj Zafer

MesajKonu: Geri: Türk Pop Müziği Tarihi   Türk Pop Müziği Tarihi Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 1:58 pm

saol canım
Kullanıcı İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.haylazturk.forumm.biz
BellatrixLastrange
[65]Forum Admin
[65]Forum Admin
BellatrixLastrange

Kadın
Yaş : 30 Kayıt tarihi : 12/08/08 Mesaj Sayısı : 216 Nerden : Uzaydan =) İş/Hobiler : Şarkı Söylemek,Müzik dinlemek,Voleybol oynamak Lakap : Uzaylı :)
MesajKonu: Geri: Türk Pop Müziği Tarihi   Türk Pop Müziği Tarihi Icon_minitimePaz Ağus. 31, 2008 10:39 pm

bu kadar eskimiymiş ya pop müziğn tarihi Smile
Kullanıcı İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
~MађzεN~
[90]Asistan Admin
[90]Asistan Admin
~MађzεN~

Erkek
Yaş : 35 Kayıt tarihi : 16/09/08 Mesaj Sayısı : 241 Nerden : Leylekler Getirdi... İş/Hobiler : Basketbol,Facebook,Çete Savaşları Lakap : Berkay Abi :D
MesajKonu: Geri: Türk Pop Müziği Tarihi   Türk Pop Müziği Tarihi Icon_minitimePtsi Haz. 15, 2009 8:37 pm

Bişi Sorcam Bunu Hiç Okudunmu Az Kopyala Yapıştıra Benziyo...zuhaha
Kullanıcı İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sagocuyuz.com
~MађzεN~
[90]Asistan Admin
[90]Asistan Admin
~MађzεN~

Erkek
Yaş : 35 Kayıt tarihi : 16/09/08 Mesaj Sayısı : 241 Nerden : Leylekler Getirdi... İş/Hobiler : Basketbol,Facebook,Çete Savaşları Lakap : Berkay Abi :D
MesajKonu: Geri: Türk Pop Müziği Tarihi   Türk Pop Müziği Tarihi Icon_minitimeCuma Haz. 03, 2011 10:59 am

Rapingo!

7/24 Türkçe Rap Radyomuzda format stüdyolarımıza konuk mc getirmek değil, mc lere aylık programlar yaptırmaktır. 1 Haziran'da Açılıyoruz.


Şu an tarihi kesin olan yayınlar:

GZP - 05 Haziran Pazar · 18:00 - 20:00

Keişan,Red,Momer - 09 Haziran Perşembe · 20:00 - 23:00

Scope Piskopos - 12 Haziran Pazar · 20:00 - 23:00

Anıl Piyancı - 19 Haziran Pazar · 20:00 - 23:00

Alef High - 14 Haziran Salı · 20:00 - 22:00


Yayın tarihi kesin olmayanlar:

U.L.a.Ş
Xir Gökdeniz
Lugal
Vurgu
Bela
Ais Ezhel
Joker
Allame
Sahezar Caesar ve Hasan Ulubaba
Sahtiyan ve Buura
SirMC
Yas
Serin
Kullanıcı İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.sagocuyuz.com

Türk Pop Müziği Tarihi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiye'nin Hızla Büyüyen Paylaşım Platformu :: Müzik Bölümü :: Türkce Müzik -